Seyahat Notları

Viyana’da Opera

Dünyanın en güzel opera binalarına ev sahipliği yapan Viyana’da müzik ve sanatla dolu bir tatil geçirebilir, şehrin büyüleyici ortamını soluyabilirsiniz.Dünya başkentleri içerisinde adı, sanat ve sanat etkinlikleri ile bu kadar özdeşleşmiş başka bir kent daha yoktur. Uygun fiyatlı Viyana uçak bileti alındıktan sonra ayak bastığınız bu şehir, ilk andan itibaren o büyülü ambiyansı ile sizi kendine hayran bırakıyor. Bakımlı caddeleri, şık ve özenli giyimiyle dikkat çeken Viyanalıları, şinitzeli, tatlıları ve tabii ki efsane opera etkinlikleriyle bu şehir, onu keşfetmenizi bekliyor.

Viyana Devlet Operası

Bu şehirde her yeri görebilir, her istediğinizi yapabilirsiniz ama yapmadan dönmemeniz gereken tek şey Viyana’da opera seyretmek diyebiliriz. Dünyanın en şaşalı ve estetik opera binalarına sahip olan Viyana’da ilk durağınız tabii ki Viyana Devlet Operası ya da orijinal adıyla Wiener Staatsoper.

1861 yılında inşa edilmeye başlanan bina, dünyadaki en iyi opera binalarından biri. 1869’dan bu yana yüzlerce gösteriye ev sahipliği yapan bina dönem dönem yenilenerek ilk günkü hali korunmuş.

La Traviata, Aida gibi ölümsüz eserlerin sahnelendiği opera salonu, farklı katlarda yer alan locaları, şık giyimli izleyicileri, muhteşem sahne dekorları, sesleriyle büyüleyen sanatçıları ile bu gezinizin unutulmaz anıları arasında yer alacak.

Viyana Devlet Operası ya da diğer adıyla Wiener Staatsoper’de bir oyun izlemek için birkaç yüz Euro’yu gözden çıkarmanız gerekiyor. “Ben operadan anlamam, ambiyansı görsem yeter.” derseniz de üst katlardaki localar için satılan ucuz biletlerden alabilir, opera binasını gezebilirsiniz. Bunun için birkaç saat önce opera binasının önünde hazır olmalı ve sıraya girmelisiniz.

Halk Operası

Şehirdeki bir diğer opera binası ise halk operası olarak bilinen Volksoper. 1800’lü yılların sonunda açılmış olan bu opera, merkezden biraz uzak bir noktada konumlanıyor. Viyana Devlet Operası’ndan sonra biraz sade gelse de farklı bir opera deneyimi yaşamış olabilirsiniz.

Opera deneyimleriniz dışında her yeri sanat kokan bu şehri gezerken; kenti sembolü St. Stephen Katedrali, barok tarzıyla dikkat çeken Belvedere Sarayı, binlerce çeşit kelebeği ağırlayan Kelebek Evi, Sanat Tarihi Müzesi, eşsiz bir mimariye sahip Hofsburg Sarayı’nı da görmeyi ihmal etmeyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.