Balkanların Saklı Köşesi: Karadağ’da Mutlaka Gidilmesi Gereken 7 Yer
Zümrüt yeşili dağlar ve turkuaz deniz. İnsanın içi açılıyor doğrusu. Lord Byron Karadağ sahilleri için deniz ile karanın en muhteşem karşılaşması diye bahsediyor. Bu güzel ülkeye vizesiz seyahat etme rahatlığıda işin cabası. İstanbul, Podgorica arası uçak ile yaklaşık bir buçuk saat sürüyorUygun fıyatlı uçak bileti almak için erken davranmak şart.Karadağ güzel ve uzun boylu insanların ülkesi, özellikle kızların güzellikleri dillere destan. Genelde İngilizce konuşmada problem çıkmıyor ve insanlar çok yardımsever ve sıcak kanlı.Seyahatiniz boyunca araba kiralamanızı şiddetle tavsiye ederim, gezilip görülecek çok yer var. Karadağ’dan Dubrovnik’e geçmeniz mümkün ancak araba evraklarınızı kontrol etmeniz lazım. Aksilik olursa bizim gibi sınırdan geri dönmek zorunda kalabilirsiniz. 2013 yılı sonuna kadar Hırvatistan’ın Dubrovnik şehri’de Türk vatandaşlarına vizesiz.Sadece kum, deniz ve güneş tatilinden ibaret olmayan Karadağ’da bir çok yer gezebilirsiniz, hava yaz aylarında bile öldürücü sıcak olmuyor ve nem oranı düşük.
#İçindekiler
Perast
Son derece küçük bir köy olmasına rağmen benim en beğendiğim noktalardan bir tanesi oldu. Barok evler ve kiliselerle bezenmiş nefis bir yer. Deniz kıyısında oturup iki küçük adacık olan St. George ve Our Lady of the Rock’a karşı bir şeyler atıştırmak çok keyifli. Holloywood ünlülerinin bu küçük köyden ev aldığı söyleniyor.
Sveti Stefan
Bir yarım ada , tarihi küçük şehir inanılmaz güzel ve özellikle karayolundan giderken tepeden fotoğrafının çekmenizi öneririz. Terracota tavanlı evler 15.yy’dan beri burada. Adayı Aman grubu tamamen kiralamış ve dev bir otele dönüştürmek üzere. İçinde Avrupa kraliyetinden Hollywood yıldızlarına kadar bir çok kişinin evi var. unların içinde Sofia Loren ve Elizabeth Taylor adada Yugoslav zamanından beri ev sahibi. Ananas ve Zeytin ağaçları ile bezeli bir cennet.
Ostrog Manastırı
Ortodoks’ların ziyaret ettiği ve hacı olduğu, yamacın tepesine konumlanmış spirütül bir yer. Karadağ’da Ortodoks inancına sahip olanlar için en önemli yer. Manastırın ne şekilde yapıldığı halen tam olarak bilinemiyor, hacı kafileleri ve kuyruklarıyla karşılaşıyorsunuz.
Kotor
Cetinje arasındaki dağlık yol,gerçekleştirebileceğiniz en muhteşem manzaralara sahip güzergah. Yol çok virajli ve dar, yapıp yapmamak size kalmış. Tehlike oranı son derece yüksek.
Cetinje
Görkemli yapılar ve müzelerle dolu. Benim aklım Cetinje’de kaldı. Yeni başkent Podgorica’dan kat kat daha güzel. Osmanlı zamanından kalma Türk büyükelçiliği ve diğer elçilikler şimdi müze ve sanat okulları olarak kullanılıyor. Tüm gün güneşlenip denize girmek istemeyenler için mutlaka görülmesi gereken bir yer. Sokaklarda yürürken görkemli yapılardan klasik müzik seslerinin gelmesi çok hoş.
Eski Şehir
Eski şehirde gün batımını seyretmek nefes kesici. Yapmanız gereken eski şehrin ana girişi olan Vrata od Mora’dan girip, dehliz misali küçük sokaklarda kaybolmak. Kale içinde saat kulesi etrafındaki kafelerde serinletici bir şeyler içerken gelip geçenleri seyretmek günün yorgunluğunu unutturuyor. Liman muhteşem yatlarla dolu, marinanın karşısanda bulunan Galion restoran en iyilerinden. Gece ışıklandırılmış kale ve Lovcen dağı manzarasına karşı akşam yemeği bir başka oluyor.
Kısa Kısa
Tivat marinası muhteşem yatlarla dolu ve yeni açılmış olan four seasons oteli bulunuyor. Tivat havalimanı küçük olmasına rağmen charter uçaklar ve özel jetler buraya iniş yapıyor.
Przno ve Becici en çok rağbet gören plajlar.Budva eski şehir akşam saatlerinde tıklım tıklım. Güzel kızlar ve barlardaki eğlence ilk göze çarpan. Uzun boylu yakışıklı beyler ve güzel hanımlar bu ülkede sıklıkla rastlayacağınız bir görüntü. Demizana restoran çok popüler ve yemekler son derece başarılı.