Kaliningrad’da Gezilecek Yerler
Kaliningrad Rusya devleti sınırına bitişik olmayan bir bölgedir. Konum olarak Litvanya ve Polonya arasında kalmakta ve Baltık Denizi’ne kıyısı bulunmaktadır. Birçok devlet ile köprü konumundadır. Bu sebeple uluslararası ticaret,anlaşma ve savaşlarda oldukça önemli bir yerdedir. 2. Dünya Savaşı’na kadar Almanya’ya aitti , 1945’te SSCB’nin yönetimine geçmiştir. SSCB’nin dağılması ile birlikte Kaliningrad sorunu ortaya çıkmıştır. Şimdi de Kliningradtaki gezip görebileceğimiz yerlere bakalım.
#İçindekiler
Balıkçı Köyü
Kaliningrad’ın en popüler turistik yerlerinden biridir. Sadece 2006 yılında inşa edildi, ancak eski bir Prusya kasabasında olduğuna inanılıyor. Bu kırsal yerde bir galeri, oteller, kafeler ve dükkanlar var. Ancak Pregolja Nehri manzaralı heybetli deniz feneri özellikle çekici. Deniz fenerinde ziyaretçiler için bir izleme platformu var.
Nesselbeck Otel
Bir ortaçağ kalesi gibi tasarlanmış bu üç yıldızlı otelde kalarak bu şehrin alışılmadık ambiyansını yaşayın. Odalar da buna göre ortaçağ tarzında tutulmuştur. Otel, konuklara orijinal biraların servis edildiği kendi bira fabrikasına sahiptir. Otel zaman zaman eğlence amaçlı mızrak dövüşü turnuvalarına ev sahipliği yapmaktadır ve ortaçağ işkencesi ve cezasına adanmış “ürkütücü” bir müzeye ev sahipliği yapmaktadır.
Okyanus Müzesi
Bu yeni müze kompleksinin mimari konsepti, denizcilik merkezi, sergi salonu ve müze deposu ile bir eğitim merkezini içeriyor. St Petersburg’da bir mimarlık firması tarafından tasarlandı. Bina, yeryüzüne saygı gösterecek şekilde küresel bir şekle sahiptir. Müze deposu ve donanma merkezinin köşkleri kübik biçimdedir.
Amber Müzesi
Bu müze, Napolyon Savaşları sırasında Prusyalı bir mareşal tarafından görevlendirilen eski bir yeniden inşa edilmiş kalede yer almaktadır. Ancak müze 1979’a kadar açılmadı. Şu anda etkileyici bir kehribar eserler koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
Koenigsberg Borsası
Heybetli bina olan 1875 yılında Königsberg borsasına ev sahipliği yapmak üzere açılmıştır.. Bina aslen Avrupa, Amerika, Asya ve Afrika’dan alegorik figürlerle dekore edilmiş ve merdivenlerinde iki aslan figürü bulunuyordu. Borsa, kuzey İtalyan neo-rönesans tarzında inşa edildi. II.Dünya Savaşı’nda bazı hasarlara rağmen, şehirdeki diğer birçok bombalanan bina gibi yıkılmadı, ancak 1967’de yeniden inşa edildi. O zamandan beri, Sovyet döneminden beri orada bir kültür merkezi bulunuyor.