#Keşfet, Asya, Türkiye

Ege’de Gezilecek En Güzel 22 Yer

Tabiatın bizlere sunduğu hazilerin bir çoğuna sahip bir çoğrafya , huzur veren , bir çok medeniyetin uzun yıllar hüküm sürdüğü , bir tarafı deniz bir tarafı orman alabildiğinde uzun koyları ve daha fazlasını barındıran mutlaka her insanın ömrü boyunca göremesi gereken cennet.Bu yazımızda Ege bölgemizin bir birinden güzel tatil ve medeniyet noktlarını anlatıcağız.

1.Bodrum

Bu makalemizde Bodrum’un bir başka yüzünden bahsetmek istiyorum. Maviden birazcık uzak, betonlardan eser yok, maki bitki örtüsü ile bütünleşip at sırtında farklı bir geziden bahsetmek istiyorum.

Gezi Bodrum’un iç kısımlarından başlıyor şimdiki adı Farilya eski adı ile Gündoğan. Bu gezi ile alışagelmiş tatil anlayışının dışına çıkacak Bodrum’un yeşil yüzünü tanıma fırsatınız olacak. Ayrıca yarımadanın en eski hakları olarak kabil edilen Lelegler’in de kalıntıları arasında Lelegler’in izini süreceksiniz.

Tatil için Bodrum’u tercih edenler yarım adanın Türkuaz mavisi sularına gözü dikerler ve asla Bodrum’un bu yüzünü göremezler.Farilya’dan bindiğimiz atlarımız ile Lelegler’in izinden yarım adanın en yüksek noktaları olan Karadağ ve Andızlı tepesinin gölgesinde yemyeşil alanda yürüyoruz. Daha gezi başlayalı bir kaç dakika oldu ki Lelegler’den kalma yapı izlerine rastlıyoruz.

Geziniz yükseltilerin gölgesinde devam ederken Roma ve Bizanslıların izlerinde rastlamak günün en büyük sürprizlerinden olsa gerek.Lelegler hakkında az araştırma yapma imkânım oldu. Lelegler buraya Trioya savaşlarında müttefiklerin savası kaybetmesi ile gelmiş ve Karia bölgesine yerleşmişler.

Standart Türkiye gerçeği burada fazla araştırma yapılmadığı için Lelegler hakkında sınırlı bilgiye ulaşılmakta.Tatilinizin renk tonunda hafif bir değişiklik yapmak isterseniz 1 veya 2 gün bu bölgeye gelebilirsiniz. Konaklama için ağaç evler vb yerler bulmak mümkün. Kamp kurmayı sevenler için gol kıyısında elverişli yerlerde var. Tercihi size bırakmak en doğrusu sanırım.

2.BODRUM’UN SAKİN YÜZÜ, MAZIKÖY

Bodrum’un hala bakir, gizli bahçelerinden birisi Mazıköy, Adını daha önce duyan var mı bilmiyorum ama yazımızdan sonra oldukça merak edeceğiniz kesin. Merak edin de zaten, merak edin ki buralardan geçerken mutlaka uğrayın.

Bodrum’un hala bakir, gizli bahçelerinden birisi Mazıköy, Adını daha önce duyan var mı bilmiyorum ama yazımızdan sonra oldukça merak edeceğiniz kesin. Merak edin de zaten, merak edin ki buralardan geçerken mutlaka uğrayın.Mazıköy Bodrum merkezine yaklaşık 50 km mesafede yer alıyor. Bodrum – Milas yolu üzerinde Mumcular sapağından Mumcular yönüne devam ediyoruz. Zaten buradan sonrası çok kolay.

Mazıköy benimde duymadığım bir yerde. Mazıköy hakkında burada yazılmış olan bir makale Mazıköy’ü keşfetmek için yola çıkmama yetti.  Aslında uğramam akşam üstünü bulduğu için konaklama için mutlaka bir yer bulmalı yada arabadan çadırımı çıkarıp kurmalıydım. Ne çıkarda bahtıma diye düştüm yollara. Akşamüstü gün batımında vardım Mazıköy’e.  Karşımda yarım ada üzerinde güneşin kızıllığından hala kırıntılar kalmış, sahil artık boşalmıştı.

Sahilde birkaç adım yürüdükten sonra denizin rengi çok ilgimi çekmişti. Bir turist dikkatimi çekti, güneş yoktu, hava kararmak üzereydi ve hala kitap okuyordu şezlongun üzerinde. Hafiften selamlaştık ve birkaç merdiven yukarda bara benzeyen bir yere çıktım ve soğuk bir içecek aldım. Garsonla az sohbete daldık ve ondan Mazı hakkında alabildiğim kadar çok bilgi almaya çalışıyordum. Restoran akşamları açık olduğu için yemek sorunum yoktu. Bir küçük pansiyon olduğunu söyledi hatta pansiyon sahibinin adını da söylemişti ama şimdi ben unuttum adını orada kalabileceğimi söyledi. Akşamda sizi bekleri restoranda eğlence var dedi.

Pansiyona doğru oldukça yürüdüm ve sonunda kuru otlar, zeytin ağaçları arasında şirin bir yere vardım. Sanırım evden pansiyona çevrilmiş bir yerdi. Boş odalarının olup olmadığını sorduğumda büyük otellere rezervasyon yaptırmanın ne kadar kolay olduğunu anladım.  Cep telefonundan birkaç adımda satın alabildiğimiz otelleri şimdi burada almak mümkün değildi. Pansiyon sahibi ile biraz sohbet ettikten sonra oda olup olmadığını hala öğrenememiştim.  En sonunda pansiyon sahibine yorgun olduğumu ve acilen konaklama için bir yer bulmam gerektiğini söyledim. Artık oda olduğunu benim iyi birisine benzediğimi konaklayabileceğimi söyledi. Kısaca pansiyonda konaklayabilmek için pansiyon sahibinin ben istemeden soktuğu sınavı geçmiştim. Fiyatta da anlaştıktan sonra odama geçip duş alarak yarım saat kadar uzandım. Akşam Kayabaşı restoranda harika bir balık yedim. Yerel müzikler eşliğinde yapılan bir geceye denk gelmiş olmam aslında iyi bir tesadüf oldu. Alkol almadığım için aslında gecenin epey dışında kalmıştım. Saat ne zaman 01.00 oldu anlamadım. Karanlıkta zar zor pansiyonu bulabildim.

Sabah erkenden pansiyonun bahçesinde hoş bir kahvaltı yaptım. Sahile indiğimde isminin Cemil amca olarak aklımda kaldığı balıkçı ile az sohbet ettik. Beni çevrede ki koyları gezdirebileceğini söyledi, fiyatta anlaşıp çıktık pat pat balıkçı motoru ile koyları gezmeye. Küçük şirin koylarda tertemiz deniz gerçekten özlediğimiz güzellikler arasındaydı. İstanbul’un maviye hasret kalmış denizlerinden sonra Gökova körfezinin tertemiz denizi bana oldukça iyi gelmişti.

Gezinin sonunda tekrar Mazıköye geldik. Hafif çakıllı sahilinde yaptığım kısa yürüyüşün ardından istemeye istemeye Mazıköy’den ayrıldım. Ama kendime söz verdim daha uzun bir gezi planımda burada birkaç gün kalacak ve kendime gelecektim.

Mazıköy’de edindiğim izlenimler kısaca şu şekilde. Konaklama için çok alternatif yok, temel ihtiyaçlarınızın yanınızda olmasında fayda var. Sahil, deniz oldukça temiz. Restoranda yemek oldukça keyifli ve leziz. Hele ki o deniz manzarası muhteşemdi.  Hafta snu çevre köylerden gelen halk oldukça fazla olduğundan kalabalık olmakta plaj ama hafta içi sakin ve daha güzel.

3.ÇANAKKALE

Hafta sonu hem şehirden kaçış hem de tarih kokan topraklarda Türkiye’nin yeniden doğuşuna tanık olmak için Çanakkale turu yapmak istedik. İnternette yapmış olduğumuz sıkı bir araştırmadan sonra Çanakkale turu için en ideal olan firmalardan birisini tercih ettik.

Gecenin bir yarısı yola çıktık aldığımız sabah kahvaltısının ardından Kilitbahir kalesini ziyaret ettik. Kilitbahir Kalesi Fatih Sultan Mehmet’in 1462 yılında inşa ettirdiği Bölge için en önemli kalelerden birisidir. Kale Başkent İstanbul’un Olası Akdeniz’den gelebilecek tehlikelere karşı korumak için yaptırmıştır.

Bölgenin en büyük tabyalarından birisi olan Namazgâh tabyasını ziyaretimizde ise bu tabyanın tarihi hakkında bilgiler ediniyoruz. 1860 lı yıllarda Sultan Abdülaziz Han döneminde yapımına başlanmış, 1892 yılında tamamlanmıştır. BU arada Tabya kelimesi Arapça kökenli olup Türkçe karşılığı üzeri torakla kaplanmış sığınak demektir.

Çanakkale savaşlarının en önemli kahramanlarından ve Çanakkale turu nun olmazsa olmazı Seyit Onbaşı anıtını ziyaret ediyoruz. Seyit Onbaşı 275 kiloluk topu tek başına kaldırarak müttefik gemisini vurmayı başarmış ve savaşın kaderini değiştirmiştir.

4. TRUVA ANTİK KENTİ

Mitolojiye de konu olan Truva Antik Kenti, Homeros taradından yazıldığı bilinen İlyada destanında yer almaktadır.

Kaz Dağı yani Antik İda Dağı’nın eteklerinde yer alan Çanakkale ilinin sınırları içerisinde yer alan Truva Antik Kenti, günümüzde de pek çok yerde bahsi geçen ve her geçen gün turist akınına uğrayan Çanakkale’nin en güzel gezi yerlerindendir.Alman bir arkeolog tarafından keşfedilen Truva kentinin bulunduğu yerde, yapılan kazı çalışmaları sonucunda 7 kez farklı dönemlerde kent kurulduğu saptanmıştır.

Efsaneye göre ise Troya, Zeus’u yanılttığı için Olympustan aşağı atılan tanrıça Ate’nin ilk düştüğü yer olarak bilinmektedir. Hemen hemen herkes tarafından bilinen Truva Efsanesi; Kral Pelans ile Thetis’in düğünlerine davet edilmeyen Eris’in sinirlenip bir oyun düzenlemesi ile başlar.

Efsaneye göre Eris, üzerinde “En Güzele” yazılı bir elmayı Hera, Afrodit ve Athena’nın oturduğu sofraya bırakır ve tartışma başlar. Elmanın kimin olduğunu belirleyemedikleri için ise Zeus’a başvururlar. Zeus da çözemez ve çareyi Troya Kralı Priamos’un oğlu Paris’i rehber ilan etmekte bulur. Böylelikle bütün güzeller kendisini 1. seçmesi için Paris’e vaatlerde bulunurlar.Athena savaşta yenilmezlik gücü vereceğini, Hera Paris’i Asya’nın hâkimi yapacağını, Afrodit ise ona dünyanın en güzel kadınını vaat eder ve Paris Afrodit’i 1. yapmaya karar verir. O sıralarda dünyanın en güzel kadını olan Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’dir.

Paris, Afrodit’in yardımıyla Sparta’ya gider ve Helen’i kaçırır, prensi olduğu Troya şehrine geri döner. Bunun üzerine Menelaos, Akha ordularını toplayarak Troya’ya savaş açar. Böylece 10 yıl sürecek Troya savaşı başlamış olur.

5.ÖLÜDENİZ YAMAÇ PARAŞÜTÜ

Ölüdeniz ismi yamaç paraşütü ile bütünleşmiştir bunun nedeni yamaç paraşütünün Türkiye’de ilk yapıldığı yer olmasından kaynaklandığı muhakkak. Eşsiz bir manzara eşliğinde yapılan Ölüdeniz yamaç paraşütü adrenalin tutkunları için değişilmez bir yer.

Hareket yerinizi Ölüdeniz olarak varsayarsak yaklaşık kırk beş dakikalık toprak fakat çok kötü sayılmayacak bir yolculuktan sonra atlayışın gerçekleşecek olduğu piste varılmaktadır. Pistin olduğu kısmın dahi manzarası sizi oldukça etkileyecek güzelliktedir.Ölüdeniz’de yamaç paraşütü için en ideal dönem Nisan ve Ekim ayları arasıdır fakat kış aylarında da rüzgârın orantılı olduğu dönemlerde Ölüdeniz’de yamaç paraşütü yapılabilmektedir.

Profesyonel rehberler tarafından verilen atlayış eğitiminden sonra kendinizi Ölüdeniz’in muhteşem manzarasına bırakırsınız.  Havada kaldığınız süre boyunca Ölüdeniz’İn eşsiz manzarası sizi oldukça etkileyecek hemen ayaklarınızın altında yer alan otellerde havuza giren tatilcilere el sallamak isteyeceksiniz.  Üç adet kalkış pisti bulunur Babadağ’da 1700,1800 ve 1900 pistleri. En rahat ve en güzel olarak 1900 pistini sizlere öneriyorum.

İniş için alçalmaya başladığınız anda Ölüdeniz plajında denize girenlerin üzerinde sanki bir kuş gibi süzülerek Ölüdeniz’in kumsalına ayak basacaksınız. İniş pisti iniş için oldukça elverişli. Uzun ve geniş olan piste şimdiye kadar ciddi herhangi bir kaza oluşmadığını belirtmek isterim.

Ortalama 30 dakika süren bir adrenalin yüklü yolculuğun ardından eşsiz manzara hala gözlerinizin önünde kalacak beklide hiç unutmayacaksınız bu adrenalini. Unutmayın her yerde yamaç paraşütü yapılabilir ama Ölüdeniz’de yaptığınız yamaç paraşütünü asla unutmayacaksınız.

6.TURKUAZ MAVİSİ CENNET, ÖLÜDENİZ

Fethiye’den Ölüdeniz’e doğru yola çıkıyoruz Ovacık köyünü geçiyor ve Ölüdeniz’e doğru inişe geçiyoruz ki birden karşımızda masmavi bir deniz beliriyor. İster istemez aracınızı sol tarafta bulunan park alanlarına çekmek istiyorsunuz.

Belki de Türkiye’nin en güzel maviliğini selamlamak istiyorsunuz hemen ayaklarınız altındaymış hissi veren oteller de konaklayan tatilcilere el sallamak veya gökyüzünde yer alan rengârenk yamaç paraşütlere hey! Biz buradayız demek istiyorsunuz. Bir an sanki rüyadayım ve sesim çıkmıyor bağıramıyorum koşmak istiyorum koşamıyorum. Fazla geçmiyor bu rüyadan uyanmak bir an aracıma binip Ölüdeniz’e inmek zorunda olduğumu hissediyorum.

İniş sırasında iki şeyi seyretmekten alıkoyamıyorum kendimi birincisi Ölüdeniz’in eşsiz manzarası ikincisi de üzerimde gökyüzünü rengârenk hale getiren yamaç paraşütçüleri.  Sahile indiğim zaman sanki bir refleks gibi elim otomatik olarak fotoğraf makinemi arıyor tam o anda inen paraşütçüleri çekebilmek için. Birkaç poz yakalıyorum fakat hemen karşımda Kelebekler vadisi gezisinden dönen tekneler ilgimi çekiyor.  Denizde geçen harika bir gezinin izleri herkesin yüzüne yansımış tatlı bir yorgunluk ama yorgun yüzün içersinde memnuniyet ifadeleri hepsi bir birine karışmış.

Sahil boyu ilerledikçe Milli park kısmına giriş yapmak istedim, ödediğim ücretten sonra arabamı görevlilerin gösterdiği yere park edip çam ağaçları arasında yapılmış betondan ince yolun üzerinde ilerliyorum. Çok fazla yürümeden karşıma eşsiz bir koy çıkıyor dalganın en küçük izi bile yok bu koyda. Plajda oturmak için yer bulmak o kadar zor, öylesine kalabalık ki manzara resmi çekebilmek için oldukça çaba sarf ediyorum.

Su sporlarının hemen her türlüsü burada yapıyor. Yüzmek için belki Türkiye’nin en güzel sahili, deniz çok ince kumlu, dalga diye bir şey yok, ve sığ sudan bir an çıkmak istemeyeceksiniz. Birkaç kare resim aldıktan sonra bende kendimi bu çok özel sulara bırakıyorum. Zaman ne çabuk geçti anlamak imkânsız, bir gün batımı resmi çekebilmek için sahilde gezintiye başlıyorum en güzel resmi nereden yakarlım diye.

7.AZMAK DERESİNDE KANO

Kano severler için ideal bir nokta Azmak deresidir. Marmaris Hisarönü’nden başlayan yaklaşık 2km mesafede ki kano yolculuğu bu doğa harikası nehir üzerinde oldukça keyifli olacaktır.

Azmak deresi geziniz sırasında suların içinde yaşamlarını sürdüren mavi yengeç, çeşitli balık türleri, su kaplumbağası gibi canlıları gözlemleyebilirsiniz. Etrafınız sazlıklar ile yemyeşil çevrili olduğu bu bölümde sanki sazlıklar kanonunuzun rahatça geçmesi için sanki özel yollar açılmış gibi.Azmak deresi bir doğa harikası olduğunu sanırım az çok bilirsiniz bu kısa ama huzur dolu kano yolculuğunda nehir kenarında göreceğiniz çeşitli bitki türleri dikkatinizi çekecektir. Turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bu aktivite sizi şehrin gürültüsünden uzaklaştıracak huzur dolu bir gün geçirmenize imkân tanıyacaktır.

8.KIRMIZISU, KARAHAYIT, PAMUKKALE

Eğer zamanınız var ise sizlere önereceğim harika bir yer olacak Karahayıt beldesinde yer alan Kırmızı Su görülmeye değer. Pamukkale beyaz cennet olarak anıldığını gitmeseniz de duymuşsunuzdur işte Pamukkale’nin tam tersine burada yer alan travertenler kırmızı renge sahip.

Pamukkale’ye kadar gelmişseniz 4-5 km uzaklıkta yer alan Kırmızısu’yu görmenizi öneriyorum. Kaynağından neredeyse kaynama seviyesinde çıkan su birçok hastalığa iyi gelmekte. Ayrıca burada yer alan  çamur banyosu bir çok rahatsızlığa iyi geldiği bilinene bir gerçek hatta bazı hastaneler ve doktorlar hastalarına Kırmızı Su’yu reçetelerine yazmakta ve burada şifa bulmaktalar.

Pamukkale’nin beyazına inat eder gibi kırmızı su kıpkırmızı hani suyu bardağa koyun Pamukkale’nin suyu bardakta rakı gibi dururken Kırmızı suyun suyu ise kırmızı bir renge bürünmekte.

9.İŞTE O CENNET, AKYAKA

Mavi bayraklı Akyaka, Bodrum ve Marmaris’in çizgisini takip etmek yerine, kendi özgün çizgisini oluşturma peşinde ilerliyor. Başına sadece bir sıfat konularak kullanılan ‘Azmak’, Akyaka’daki iki azman nehre verilen ad.

Aslında nehirden ziyade, cam gibi pırıl pırıl akan, yılın her mevsiminde aynı debiyi ve aynı sıcaklığı koruyan, akış hızı kuvvetli akarsuyu ifade ediyor Azmak.Akçapınar Azmağı ile Kadın Azmağı, Akyaka’ya can veren iki akarsu. Kilometrelerce boyunca uzanan sazlıklar ile Azmakların savaşı ise bitip tükenmek bilmiyor. Sazlık, sürekli akarsudan alan kazanırken, Azmaklar kendine yeni yollar açarak denize süren seferlerine devam ediyorlar durmaksızın.

Muğla Marmaris yolu arasındaki Gökova Körfezi’ni seyre dalmak için, yol kenarlarına araç yanaşma boşlukları bırakılmış. Öyle ki, ayağının altında uzanan güzelliğe bakmak için durup da kafasını kaldırmayan kişi yok. Özellikle yerli ve yabancı turistler tanık oldukları manzaranın bir parçası olabilmek için yedi kilometre daha kat edip Akkaya’ya, Gökova’ya dahil olmaya can atıyorlar. Bu bölgenin doğal yapısının bozulmadan bugüne kadar gelmesinde, 1988 yılından itibaren uygulanan ‘Özel Çevre Koruma Statüsü’nün yanı sıra doğal sit alam içerisinde kalmış olmasını belirtmek gerekiyor.

Azmak deresi, Gökova, AkyakaBuranın doğal yapısının korunmasında, göçebe hayatini sürdüren Yörüklerin varlığını da yeri gelmişken belirtelim. Gökova Körfezi boyunca Akyaka ile Gökova Beldeleri, Ataköy, Yeşilova, Çıtlık, Yazılıtaş, Haşımbahçesi, Şirinköy, Akçapınar, Gökçe, Çetibeli köyleri yer alıyor. Elbette bunca güzelliği bizlerden önce, antik dönemlerde de yaşamış insanlar.

İdima kültürüne ait agorayı ve amfi tiyatroyu da, gezilecek yerler listenize eklemeyi unutmayın.

10.MARMARİS’DE DOĞAL BİR KOY, KUMLUBÜK

Bozburun yarımadasının doğusunda Turunç koyundan hemen sonra geldiğiniz Kumlubük’de çok az sayıda tesis var. Bunun başlıca nedeni rahmetli Ayhan Şahenk, Kumlubük’te iki ayrı koyu kendisi ve çocukları için satın almış ve böylece yapılaşmaya da izin vermemiş ama plajlardan isteyen yararlanabiliyor. Buradan yarım saat yürüyüş mesafesinde Amos Antik kentine de gidebilir tiyatro ve kent surlarını görebilirsiniz.

Nerede Kalınır?
Kafanızı yukarıya doğru, kanyonun tepesine çevirdiğinizde şarap tanrısının tapınağı Dionysos’u göreceksiniz. Ahmet ve Rim Şenol, doğayla bütünleşmiş taş binaları ince bir zevkle döşemiş ve Provans şıklığını Kumlubük’e taşımayı başarmışlar. Otel ağırlıklı olarak İngilizler ile çalışıyor (4 odalarını yerli turistler için ayırmışlar). Tepedeki konumu ise çocuklu aileler için çok uygun değil.


Nerede Yenir?
Dionysos’un aynı isimli restoranı, çiftin kızı Didem Şenol’a emanet. Özellikle sunduğu karamelize levrek dillere destan. Otelin plajdaki restoranı Sea Club, dışarıdan gelen misafirlere de servis veriyor.

11.Köyceğiz – Ekincik koyu

Köyceğiz’den sonra 50 kilometre boyunca çam ağaçları ve el değmemiş koylardan geçerek Ekincik koyuna varıyorsunuz. Burası özellikle mavi yolculuk müdavimleri tarafından iyi bilinen ama imar izni olmadığı için hiç kirlenmemiş bir bölge.

Köyceğiz’den sonra 50 kilometre boyunca çam ağaçları ve el değmemiş koylardan geçerek Ekincik Koyu’na varıyorsunuz. Burası özellikle mavi yolculuk müdavimleri tarafından iyi bilinen ama imar izni olmadığı için hiç kirlenmemiş bir bölge.

Yeşil bir vadi içinde yarım ay şeklinde kum bir plaj ve etrafta sadece birkaç pansiyon var. Sazların arasından süzülerek yapacağınız 45 dakikalık bir tekne turuyla karşı sahil Dalyan’da Caretta carettalarla yüzebilir veya İztuzu plajını keşfe çıkabilirsiniz. Kaunos Aktik Kentine trekking ve Dalyan deltasının karşısında Delik Ada’ya ve üzerindeki fenere günübirlik tur yapmayı unutmayın.

Nerede Kalınır?

Villa Salkım, meyve ağaçlarının arasında bölgenin en samimi ve sıcak tek butik oteli. Her akşam ışıklar söndürülüp, misafirler bahçeye davet ediliyor ve birlikte dalgaların sesi dinleniyor. Ekincik koyu, Köyceğiz;

Nerede Yenir?

Ekincik’in minik marinası My Marina’nın yine aynı isimli şık restoranı balık konusunda o kadar ünlü ki Yunan adalarından gelen müdavimleri var

12.Mavi Yolculuk Rotası, Göcek

Göcek Dalaman havaalanına yaklaşık 10 dakika bir mesafede bulunmaktadır. Hatta bazen olur ki uçaklar sanki üzerinizden size el sallayarak geçer.

Göcek Yat turizmi ile kendini Dünyaya ispat etmiş muhteşem bir coğrafyaya sahiptir. Tertemiz deniz suyu yemyeşil ormanları sizlere ilham verecektir. Göcek’i genelde zenginler bilir zenginler yaşardı kimisi yatını çeker bir koya herkesten her şeyden uzak bir tatil yapar kimisi de ada üzerinde kendini bir yazlık alır orada yaşardı. Ama Göcek’e tatil yapmak için hep nedense zenginler gelirdi ama son yıllarda

Fethiye veya çevre tatil merkezlerinden yapılan tekne turları ve mavi yolculuk turları sayesinde normal kişilerde burada tatil yapma şansına sahip oldu.Göcek de 5 yıldızlı her şey dâhil otel bulmak mümkün değil daha çok apart otel yâda küçük butik oteller yer alır. Konaklama hakkında bilgi almak için Göcek otelleri bağlantısına tıklayabilirsiniz.

Göcek de tatil yapmak istiyorsanız bir apart otel kiralayabilir yâda butik otellerden faydalana bilirsiniz. Gece hayatı olarak çok canlı bir yer demek yanlış olur ama eğlenmeniz için küçük çapta da olsa tesisler bulunmaktadır. Yâda araç ile akşamları 10-15 dakika yol alarak Fethiye’yi seçebilirsiniz. Fethiye’de gece hayatı çok daha canlı olduğunu hatırlatırız.

Göcek de ne yenir?

Göcek’i merak edenler mutlaka vardır ismini duyan fakat görmenin bir türlü nasip olmadı diyenleriniz vardır. Sizlere biraz Göcek’i anlatmak istiyorum.

Göcek Öyle bir yerdeki Fethiye – Muğla Karayolu hemen kıyısından geçmektedir. Yazımın başında da belirttiğim gibi havalimanına da 10 dakika mesafede bulunmaktadır. Peki Göcek’in tüm özelliği bumu tabii ki hayır aslında esas konuya gelmedik daha.

Öncelikle Göcek’in Ege ile Akdeniz tam sınırında olduğunu hatırlatırız buda her iki kültürü de berberinde getirmektedir. Egenin zeytinyağlıları ile Akdeniz deniz ürünlerinden oluşan şahane bir yemek menüsü sahil boyunca restoranlarda bulabilirsiniz.

Göcek de neler yapılır?

Göcek de öncelikle unutulmaz bir teke turu yapabilirsiniz Göcek merkezinde plaj olmadığı için denize girmek istediğiniz zaman en yakın adaya gitmeniz gerekecektir buraya sürekli ulaşım olduğunu bilmenizi isterim.

Son olarak şunu belirtmek isterim ki Göcek de sizi huzur bekliyor Göcek de sizi muhteşem bir deniz ve çam kokulu havası bekliyor.

13.ALAÇATI’DA RÜZGARLA DANS!

Rüzgarın deniz sularını bir kuzeye bir güneye savurduğu, dağlarında tepelerinde rüzgar güllerinin açtığı, denizde bir martı gibi uçmak isteyenler için okyanusları aratmayan Türkiye’nin en yeni ve gözde turizm merkezlerinden birisidir Alaçatı.

Alaçatı surf için oldukça elverişli olmasından dolayı surf severler ve de öğrenmek isteyenler buraya akın etmektedir. Yaklaşık bir gün bir zamanda surf öğreten okullar bulunmakta.Hiç bilmesiniz de burada hizmet veren okullardan alacağınız dersle sizde surf yapabilir denizin üzerinde 60-70km hızla kayabilir dalgalara meydan okuyabilirsiniz.

Alaçatı plajları sığ ve kumludur. Bazı koylarda dalga da oldukça azdır buda yüzme bilmeyenlerin bile rahatça denize girmesini sağlar. Konaklama için onlar küçük oteller bulunmaktadır. Genelde 5-10 odalı olan bu oteller de evinizi aratmayacak bir ortamda kalabilirsiniz. Herşey dahil oteller henüz burada yok aslında olmadığı da çok iyi. Otelleri genelde bayanlar işletir buda ayrı bir zarafet demektir.

Alaçatı taş evleri ile de tatilcilerin ilgisini çekmektedir. Kaldırımları, evleri rengarenk çiçeklerin balkonlardan sarktığı mükemmel bir yer. Sizlere tavsiyem mutlaka Alaçatıyı görün.

14.FETHİYE

Tatilinizi Fethiye’de geçirmek için sizlere yüzlerce neden saymak mümkün, tarih, doğa, deniz, aktiviteler daha ne isterseniz Fethiye?de fazlası ile doyuma ulaşacaksınız. Gezdiğiniz her karede farklı bir güzelliğini keşfedeceksiniz Fethiye’nin.

Bir arkadaşımız göndermiş olduğu E-Posta doğrultusunda Fethiye’yi gezmeye nereden başlamalıyım sorusuna cevap vererek başlamak istedim.  Öncelikle Fethiye’ye ne için geldiniz bu soruyu bir sormalıyız bu cevabın doğrultusunda aşağıdaki seçenekler doğrultusunda Fethiye gezisine başlayabilirsiniz.

Eğlence:

Fethiye şehir merkezinde Paspatur mevkii geceleri oldukça hareketli yine çalış plajında her zevke göre eğlence mekanları bulunmakta bunlar rock bar, caz bar, türkü bar, disko… vs gibi devam etmektedir. Ölüdeniz civarında da Hisarönü oldukça hareketli Ölüdeniz merkezinde de eğlence için hareketli mekanlar bulunmakta fakat Ölüdeniz civarında sizlere tavsiyemiz Hisarönü olacaktır.

15.Fethiye, Kayaköy

Fethiye şehir merkezinde Amintas, kral mezarları ve Yat limanı zivarında yer alan antik tiyatro görmeye değer. Kayaköy ise başlı başına bir gününüzü ayırmanız gereken büyük bir antik şehir. Tlos, Letoon, Pınara gibi daha onlarca tarihi alan görülmeye değer.

16.Fethiye doğal güzellikleri, Kelebekler Vadisi

Bir doğa harikası Ölüdeniz, Faralya, Kelebekler vadisi, 12 adalar, Saklıkent, Yakaköy, Göcek’de onlarca doğal güzellik karşısından hayran kalabilirsiniz.

17.Fethiye plajları, Özlen Plajı

Ölüdeniz plajı, Çalış plajı, Günlüklü, Katrancı, Kocaçalış gibi onlarca bir birinden güzel plajda serinlemenin keyfine varabilirsiniz.

18.Ölüdeniz Yamaç Paraşütü Keyfi

Çalış’da surf yapmak en keyiflisi olsa da Ölüdeniz’de yamaç paraşütü bambaşka bir zevk.  Jeep safari, Likya yolu trekking ise adrenalin tutkunları için ideal seçim olabilir.

19.Fethiye Mavi Yolculuk, 12 Adalar

Denizden kopamayanlar için Mavi yolculuk rotaları oldukça var, 12 adalardan Kelebekler vadisine, Göcek’den Gökova’ya uzanan eşsiz rotalarda demir alabilirsiniz.

20.Fethiye yaylaları, Arsa Köy

Yayla turizmi için Fethiye’de en ideal yerler Akdağ eteklerinde yer alan küçük yaylalar ayrıca Seki beldesi civarında yer alan onlarca yayla vazgeçilmez rotalar arasında.

21.Tlos Antik Kenti, Yakaköy, Fethiye

Buna benzer sizlere yüzlerce neden sayabiliriz bunlar sadece küçük başlıklardır. Yukarda ki seçeneklerden başlayarak Fethiye’yi gezebilirsiniz. Fethiye hakkında daha fazla bilgi alabileceğiniz bazı internet siteleri:

22. BAKİR BİR KOY, BÖRDÜBET KOYU

Muhteşem Ege Kıyılarının hala bakirliğini koruyan cennet gibi koylarından birisi kesinlikle Bördübet’tir. Marmaris Hisarönü köyünde bulunan Bördübet doğası ve eşsiz plajı ile tatilcileri büyülemekte.

Reşadiye Yarımadasını mutlaka bilirsiniz bu yarımada üzerinde ki Hisarönü Köyüne bağlı olan Bördübet çok şirin bir tatil yeri. Bördübet isminin size ilginç geldiğini biliyorum ve sizlere isminin nereden geldiği konusunda açıklama yapma gereksinim duymaktayım. Yıllar önce bölgeye gelen İngilizler buraya hayran kalır kuş seslerinden de etkilendikleri için buraya Kuş yeri, Kuş yatağı anlamına gelen “Bird the bed” adını verirler zaman içersinde Türkçe söylemine de yakın olduğu için değişkenlik gösterir ve bugünkü adını Bördübet’i alır.

Bördübet’e dere üzerinde yaklaşık 500 metre bot veya kano yolculuğu ile denize ulaşabilirsiniz. Muhteşem bir manzara eşliğinde yaptığınız bu küçük yolculuk sizleri kendine hayran bırakacaktır. Sakin, doğa içersinde bir tatil yapmak isteyenler için çok iyi bir fikir olduğunu belirtmek isterim.

Bölgeye deniz yolu ile ulaşmak da mümkün çevre turizm merkezlerinden gelen günübirlik tekne turları ile Bördübet’i ziyaret edebilirsiniz.

Bördübet muhteşem manzaraları ve tabiatı fotoğraf tutkunları için harika manzaralar sunuyor.

Doğa yürüyüşü severler için oldukça güzel patikaların olduğu Bördübet ağaçların gövdelerinde sizleri seyreden sincaplarda ilginizi çekeceğini düşünüyorum.

Keşfedilecek nereler kaldı ki sorusuna en güzel yanıtı veren yer kesinlikle Bördübet olacaktır. Doğası denizi ile sizlere huzur dolu bir tatil sunuyor.

23.BOZCAADA’NIN EN MUHTEŞEM PLAJI: AYAZMA PLAJI

Büyülü ada Bozcaada’nın en popüler büyük plajıdır Ayazma plajı. Ulaşımın en kolay olduğu plaj olması da Ayazma plajına olan ilgiyi bir hayli arttırmakta.

Ayazma Plajı’nda ilgimizi çeken en önemli şeylerden birisi gün batımı. Akşamüstü kızıllığı sizi emin olun büyüleyecektir.  Plajın ince kumlu olması ve denizin tertemiz görünümü sizleri de hiç şüphesiz büyüleyecektir. Yol kenarından hizmet veren tahta sandalyeli restoranlar öğle yemeğinize biraz nostalji katmaktadır. Akşamüstü gün batımında bu restoranlarda gün batımını izlemenin tadı ise bir başka güzeldir.

Ayazma Plajında emin olun ki sıkılmayacaksınız.  Sahilde birçok dalda su sporları yapılmaktadır. Kumsalda şezlong, şemsiye gibi hizmetlerden çok küçük ücretler ile faydalanılabilmektedir.

Eğer Bozcaada‘yı keşfetmeye çıkmış iseniz Ayazma Plajı‘na mutlaka uğrayın Ege‘nin serin sularına kendinizi bırakın. Yol kenarında gördüğünüz restoranlarda balık yemeyi unutmayın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.